İlköğretimde Müzelerden Faydalanmanın Önemi


Müzelerin
eğitim işlevlerinin kapsamı da her geçen gün genişlemektedir.

Böylelikle
müzelerin bireylere katkısı da artan bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Tüm bu çalışmalar ve gerekçelerle müzeler, eğitim hayatında yerlerini almaya başlamıştır.

Hemen hemen
her derse yönelik uygulama alanı bulunan müzeler eğitim-öğretim sürecine daha aktif şekilde dâhil edilmelidir.
Öğretim yöntemlerinin geliştiği ve çeşitlendiği günümüzde
müzeler de ilgili yöntemlere dair seçenekler sunmaktadır.

Müze ve Eğitim


Yaşam boyu eğitim sürecinde
çok yönlü öğrenme ve yaşam alanları olarak müzelerin,
yaşantılara dayalı etkin kullanımını içeren müze eğitimi,
tarih ve kültürel zenginlikleriyle
Türkiye
için yeni ve ihtiyaç duyulan bir alandır.

Müze eğitimi,
amacı ve konuları, sergileri, objeleri, ortamı, çevresi,
insanı merkez alan ve disiplinler arası yönleriyle müzenin, temel eğitim kuramları ve ilkeleri ışığında
aktif bir öğrenme ve gelişme alanı olarak kullanılmasını içermektedir.

Eğitim,
müzelerin birincil görevi olan toplama ve korumanın yanında
ikincil bir görev olarak görülmüştür.
Çeşitli eğitim etkinliklerine rağmen bu düşünce uzun zaman aynı kalmıştır.
Dewey, Pestalozzi ve Montessori gibi eğitimcilerin,
ilerlemeci eğitim yöntemlerinin gelişimiyle, gerçek şeyler ve deneyimler üzerine odaklanmayla, müzeler ideal öğrenme ortamlarına dönüşmüştür.

Geçmişi anlamanın,
tarihe saygı duymanın ve artık kaybolan kültürel değerlere önem vermenin eğitimciler için önemli olduğu bir gerçektir.
Gelecek nesil
bu işlevi müzeler aracılığıyla daha sağlıklı bir şekilde yerine getirebilecektir. Tarafsız bir gözle görsel ve duyuşsal değerlendirmelerini yapabileceklerdir.

Tarihsel çevreye yapılan eğitim gezilerinin;
öğrencilerin gözlem, değerlendirme, sınıflama becerilerini, kavramlar bilgisini geliştirdiği, görsel kanıt değerlendirmeyi kolaylaştırdığı, değişimi ve sürekliliği algılamaya yardımcı olduğu ve
tarihsel çevreyle empati kurabilme gibi kazanımlar sağladığı ifade edilmektedir.

Müzedeki yaşantı;
ilgiler yoluyla etkileşim, gözlem yapma, düşünce ve duyguları ifade etme, hayal gücünü kullanma, kendi yaşamına bağlama, bilgilenme, müzenin mesajını görme ve anlamlandırma, objeleri okuma, kültürel değerleri ve yaşamı paylaşma, gerçeği arama, uygulamalar yapma ve değerlendirme gibi özellikleri kapsamaktadır.

Müze eğitimi
özellikle zaman ve mekân içinde kendini ve insanları anlama, kültürel mirası devam ettirme, geçmişi, bugünü ve geleceği anlamlı biçimde ilişkilendirme, kültürel varlıkları, eski eserleri anlama, koruma ve yaşatma, kendi kültürünü ve farklı kültürleri çok yönlü ve hoşgörülü
bir yaklaşımla tanıma ve anlama, müzeyi bir yaşam biçimi hâline getirme ve müzelere, yaşayan kurum niteliğini kazandırma gibi hedeflere hizmet etmektedir.

Hiç yorum yok: